Akış ve Direnç
Açıklama
Suyun yüzeyinde dans eden her renk, bir irade ile özgürlük arasında salınır. Ebru sanatı, yalnızca estetik bir ifade değil, aynı zamanda doğa ile insan arasında kurulmuş kadim bir diyaloğun ta kendisidir.
“Akış ve Direnç”, Ebru Uygun’un içsel ve toplumsal farkındalıklarla örülü, 9 ay süren yaratım sürecinin bir meyvesidir. Her bir eser, hem bireysel hem kolektif yaşantımızın izlerini taşır. Bu dokuz ay, yalnızca teknik bir üretim süreci değil, aynı zamanda bir içsel arınma, sorgulama ve yeniden doğuş zamanıdır.
Dünyamızın büyük bir belirsizlik, kriz ve dönüşüm çağından geçtiği bir dönemde, sanatçının fırçası sadece renklere değil, aynı zamanda sorulara, acılara ve umuda da dokunur. İklim krizi, toplumsal adaletsizlikler, savaşlar, yabancılaşma… Tüm bu gerçekler göz ardı edilmeden, ama aynı zamanda umudu kaybetmeden yaratılmıştır bu eserler. Çünkü her kriz, aynı zamanda bir dönüşüm kapısıdır. Ve Ebru, bu dönüşümün en nazik ama en güçlü dillerinden biridir.
“Akış ve Direnç”, yalnızca suyun yüzeyine yansıyan renklerin değil, insan ruhunun gelgitlerinin de sergisidir. Akış, hayatın kaçınılmaz devinimini; direnç ise bu akışa karşı verilen bilinçli ya da sezgisel cevabı temsil eder. Kimi zaman kabullenmek gerekir; kimi zaman ise sınır çizmek. Bu iki zıt gibi görünen kavram, aslında birbirini tamamlar. Tıpkı sanat gibi, tıpkı yaşam gibi.
Ebru Uygun, klasik Ebru tekniklerini çağdaş bir anlatımla yeniden yorumlayarak, sadece göze değil, ruha da hitap eden bir anlatı kuruyor. Sergideki her eser, izleyiciyi hem bireysel iç yolculuğuna hem de ortak insanlık hikâyesine davet ediyor.
“Akış ve Direnç”, hem bir teslimiyetin hem de duruşun görsel bir anlatımıdır. Tıpkı hayat gibi: bazen bırakırsın, bazen tutunursun. Ve belki de en derin anlam, bu ikisinin tam kesişim noktasında saklıdır.